Nesilden Nesile JoJo
JoJo adlı serimiz 1984-2004 yılları arasında Shueisha’nın Weekly Shonen Jump dergisinde yayınlanıp 2005 yılından sonra ise Ultra Jump Dergisi’ne geçiş yapmıştır. Hirohiko Araki tarafından ele alınmış olan bu serimizde bakalım bizleri neler bekliyor…
JoJo, evet bu serimiz bir sürü meme’e yol açmış olup Türkiye’de çok bilinmese de yabancı ülkelerde oldukça bilinip hakkında teori videoları ve daha birçoğuna adımını atmış bir animedir kendisi.
İlk olarak JoJo serisi diğer animelerden farklı olarak sezon sezon değil part olarak yayımlanmaya başlamıştır. Serimizin konusuna gelecek olursak, asıl konu başlığı JoJo ailesinin bahtsızlıklarıdır. JoJo ailesi ve güçleri part part değişkenlik gösterip, aynı zamanda karşımızdaki kötü karakterlerimiz de JoJo ailesine ayak uydurup yeni güçler elde ederler. Bu süreç böyle akıp gider.
Öncelikle part 1 yani Phantom Blood partımız serimizdeki ilk Jojo olan beyefendiliğiyle ön plana çıkan Jonathan ile başlamaktadır. Karşısındaki üvey kardeşi, uyuz herif Dio Brando ile JoJo ailesi uzun bir münakaşa içerisine gireceklerdir. Dio eve geldiğinden beri zengin Jojo ailesini kıskanır ve ele geçirmek ister. Komplike yalanlarla beyefendi Jonathan’ımızı suçlu gösterir ve kendi yediği her bir suçu Jonathan’ın üstüne atarak gelecek olan sonsuz savaşların başlangıcı için ateşi körükler.
Part 1’in başlangıcı böyledir. Bundan sonra okuyacaklarınız içerilerinde spoiler içermektedir!!!
Yare yare daze Dio’nun stone maskini (taş maskesi) takmasıyla beraber vampir gücünü kazanır ve serimiz hızlanmaya başlar. Bu güçlü kötülüğü yenmeleri için Jojo ailesinin tek çaresi Hamon (Dalga) öğrenmeleri yoluyla gerçekleşir.
Part 2’de, part 1’de olan o seinen havası gidiyor ve onun yerine daha çok shounen havası geliyor. Fakat part 2’de bir daha asla göremeyeceğimiz üçkâğıtçılık, şerefsizlik, komedi gibi konunun yanında çerezlik ama partı güzelleştiren Joseph’in kişiliği var.
Part 2 Battle Tendency
Jonathan Joestar, kendine en yakın ağası olan Speedwagon’u (en iyi waifu) miras olarak torunu olan Joseph Joestar’a bırakır ve serimizdeki en mizahşör, kalpleri fetheden, oldukça çapkın olan karakterimiz ve JoJo ailesine sadık olan Speedwagon ile birlikte Dio’yla olan savaşımız devam eder.
Speedwagon bulduğu petrol rezerviyle dünyanın parasını alıp Joseph ile birlikte bu partımızın kötü adamları olan Sütun Adamlar’ı ile güzel ve zorlu bir yolculuğa çıkarlar.
Sütun adamlar: Esidisi, Wamuu ve Kars’tır.
Bu adamlar yaklaşık iki bin yıldır sütunun içerisinde uyuyan kişilerdir.
Tüm vampirler gibi bunların da zayıf noktaları gün ışığına çıkmaktır. Bu zayıf yönlerini ortadan kaldırabilmek, mutlak yaşam formu olabilmek ve güçlerine güç katabilmek umuduyla taş maskeyi tamamlamak için Aja’nın kırmızı taşını aramak için uğraşıyorlar.
Battle Tendency partında maalesef geride bırakmamız gereken yetenek oluyor. Bu da dalga gücümüzdür.
Part 2, kendini part 3’e bırakmadan önce part 1 ve part 2 arasındaki farklardan biraz bahsetmek isterim.
Öncelikle part 1’de olan o ciddi hava ve kaostan bu partta eser bile yok. Bu partta genellikle Joseph’in kişiliği öne çıkarılmış ve bu da animeye apayrı bir hava katmıştır. JoJo izleyen bir kesim Part 1’deki ciddiyeti geri istesede, Part 2 JoJo serisinin konusundaki ciddi havasının dönüm noktası olmuştur.
Sırada JoJo partları arasında en çok sevilen olan part 3 Stardust Crusaders partına geliyorum.
Bizim part 2’de ki JoJomuz olan Joseph kendi tahtını torunu olan Jotaro Kujo’ya bırakır. Tabi Jotaro’nun yanında Dio’yu devirmek için gelir.
Part 3 Stardust Crusaders
Bu partımız ana karakterimiz olan Jotaro Kujo’nun mapusta yatmasıyla başlıyor. Mapusta yatmasının sebebi yeni gücümüz olan stand sayesindedir. Jotaro’nun daha standdan haberi olmadığı için kendi gücünü şeytani bir güç sanıp çevresine zarar vermemesi için kendini mapusa kapatmıştır.
Tabi bizim ihtiyar Joseph, yakın bir ağası olan Mohammed Avdol’u Jotaronun gücünü görmesi için çağırır ve seride gördüğümüz ilk stand dövüşü döner. Daha sonrasında Jotaro ve yakınları olan Abdül (Avdol), Joesph, Polnarref ve Kakyoin ile birlikte Dio arayışına çıkarlar.
Jotaro ve Joseph’in Dio’yu aramasının nedeni;
Annesinin ruhunun standını kaldıramayıp hastalığa yenik düşmesidir. Bu hastalığın çözümü olmadığı için de tek çare standdan kurtulmasıdır. Bunun için Dio’yu öldürmeleri gereklidir.
Polnarref’in hedefi ise kendi kız kardeşini öldüren stand kullanıcılarını öldürmektir. (kız kardeşini öldürenler Dio’nun yardakçılarından biri)
Kakyoin, Jotaro ve Joseph ile aynı hedefe sahiptir.
Bizim tayfamız Dio’yu aramaya giderken, Dio da kendisinin tam gücüne ulaşmak için çabalıyordu…
Bakalım tayfamızı neler bekliyor…
Eline sağlık